Kerem Koç – 1.Yuhanna 4:1-6
Aslında Yuhanna ilk birkaç bölümde okuduğumuz şeyleri bu bölümde tekrarlıyor. Kilise -daha önce de bahsettiğimiz gibi- çok büyük bir tehlike içerisindeydi. Kendilerini peygamber ilan eden bazı kişiler sahte öğretiyi kiliseye sokmaya çalışıyorlardı. Bu aslında bugün de olan bir şeydir. Bu kişiler Tanrı’dan olduklarını söylüyorlardı fakat ayetler bu insanların “Mesih karşıtının ruhuna” sahip olduğundan bahsediyor. Hâlihazırda Mesih karşıtı konusuna değinmiştik: İncil, son saatler yaklaştığında “Mesih Karşıtı” adında birinin çıkacağını söylüyor. Kutsal Kitap, bu kişinin çağların sonunda çıkacağını ve Mesih’e karşı duracağını söylüyor; bunun için Yuhanna, İsa’ya karşı duran diğer öğretmenleri ve kendilerini peygamber atayan bu insanları “Mesih karşıtının ruhuna sahipler” diye nitelendiriyor. Bu kişilerin bizden olmadığını biliyoruz. Neden? Çünkü eğer bizden olsalardı bizimle kalırlardı. Kilisenin önemini görebiliyor musunuz? Mesih’te olan aramızda kalır. İstediğiniz an Antalya Protestan Kilisesinden ayrılıp başka Mesih merkezli ve Tanrı Sözü odaklı bir topluluğa katılabilirsiniz, bu topluluk için sorun değildir. Başka bir yerde daha rahat hissedebilirsiniz, bu gayet doğaldır. Ancak kiliseden ayrılıp başka bir kiliseye gitmiyorsanız işte o zaman ciddi bir sorun var demektir. Yuhanna, “Çünkü ayrılmaları bizimle olmadıklarını ortaya çıkarttı” diyor. Yani ortada tehlikeli bir durum var. Aslında biz bunu sona kadar dayanma öğretisi ile bağlayabiliriz: Gerçekten inanan ve Kutsal Ruh’u almış biri sona kadar dayanacaktır. Kiliseden uzaklaşsa bile dönecektir, düşse bile kalkacaktır. Yani bazı durumlar var ki bazen kilise kurmak için kilisemizden ayrılıyoruz, kiliseden bazen istemeden uzaklaşıyoruz, bazen sorun yaşıyoruz, bazen de imanımız zayıflığından ayrılıyoruz. Fakat önemli olan imanda dimdik durmamız ve Tanrı Sözü’nü öğrettiğine inandığımız bir kilise bulursak oraya katılmamızdır.
Ayetler tüm ruhları sınamamız gerektiğini söylüyor. O zaman bugün bunun gibi Mesih karşıtı kişiler karşımıza çıktığı zaman nasıl sınamamız gerektiği üzerinde duralım. Bir kişinin Tanrı’dan olup olmadığını nasıl bilebiliriz? Ruhları sınayarak elbette. Gerçek hayatta da aslında sınama ve denemelerle birçok zaman sonuçlara varıyoruz. Çünkü kişilerin yaşam tarzları, konuşmaları, davranışları onların toplumdaki yerlerini belirliyor.
“Nereye gittin Kerem, kafa karıştırma..!” diyebilirsiniz. Hemen açıklayayım: Yuhanna, bu adamlara bakarak “bu insanlar bizden değil, çünkü …” diyor. Yuhanna’nın yaptığı aslında bir yargılamadır. Kişiye bakıp ne yapması gerektiğine karar veriyor. Bunun için bizler berberlere omurilik ameliyatı yaptırmıyoruz. İnsanları sınayıp gerekli olan görevi veriyor ya da vermiyoruz, onlarla çalışıyor ya da çalışmıyoruz. Peki, bir kişiyi neye dayanarak sınayacağız? Üç noktaya göz atalım:
1- Neye inanıyorlar? (1.Yuhanna 4:2)
Tanrı öğretisini yaydığını söyleyen kişinin ne öğrettiği çok önemlidir. İster rüya görsün, ister görüm görsün, isterse ufo görsün… Önemli olan Mesih hakkında neye inandığıdır. Bizim için dindarlıkmış, yasacılıkmış… Bunlar önemli değildir. Biz Mesihçiyiz. Duyduğumuz şeyler Mesih inancı ile bağdaşıyor mu? İsa Mesih’in beden alıp geldiğini söyleyen her ruh Tanrı’dandır. İlginçtir ki Yuhanna, İsa Mesih’in beden almasından bahsediyor ve aslında söylediklerinde Mesih’in varlığını kanıtlıyor. İsa Mesih’in doğduğunu anlatmıyor; O’nun beden aldığını, yani zaten bundan önce var olduğunu anlatıyor; ki zaten Müjde kitabında da Yuhanna, İsa’nın Tanrılığına değiniyor.
Bu adamlar muhtemelen İsa’nın Tanrısallığını kabul etmiyorlardı. İşte bunun için Yuhanna bu adamların sahte peygamberler olduğuna değiniyor.
2- Hangi ruha sahipler? (1.Yuhanna 4:3)
Aslında bölüm bize bu kişilerin sadece İsa’yı inkâr etmediklerini de söylüyor, bu insanlar Mesih karşıtının ruhuna sahip olduğunu da söylüyor. Yani Mesih’e karşı geliyorlardı. İsa’yı kabul etmemek bir yana, O’na karşı duruyorlardı. Bazen bu karşıtlık ruhani şekilde oluyor, fiziksel değil. Rüyalarda konuşma, görümler, sesler duyabilirsiniz. Peki nereden geliyor böyle şeyler? Her sakallı dede iyi bir şey anlatmaya mı geliyor yani? Elbette ki bilemeyiz, onun için “Rab bana böyle dedi” ilahiyatını yanlış bulurum. Şeytan’ın kuzu postu ile geldiğini bu anlamda unutmamak gerekir. Onun için Kutsal Kitap’ın Tanrı Sözü olduğu gerçeği dışında, diğer şeylerin Rab’den geldiğinden emin olamayız.
Rab bizlerle -eski çağlardaki gibi olmasa da- yüreklerimizde, rüyalarımızda konuşur. Bunda hiç kuşku yoktur. Fakat bizler Protestan olduğumuzu unutmayalım. Sadece ve sadece Tanrı Sözü öğretisi bununla bire bir bağlantılıdır. Sadece Tanrı Sözü bizleri kesin olarak yönlendirir. Çünkü bu sözün Tanrı Sözü olduğundan eminiz. Her ruha inanmayın, her sese, her rüyaya, her dine, her öğretmene, her kitaba, her pastöre inanmayın. Ruhları sınayın çünkü bazı kitaplar, bazı insanlar, bazı rüyalar Şeytan’ın ruhundan geliyor. Onun için Tanrı Sözü’ne aykırı, ilgisiz ve bizleri ruhani anlamda geliştirmeyen her söz Mesih karşıtındandır. O ruh Mesih karşıtının ruhudur. Mesih karşıtının ruhuna sahip olanların kiliseden ayrılıp topluluğa bir süreden sonra bağlı kalmadıklarına değinmiştik zaten.
3- Ne öğretiyorlar? (1.Yuhanna 4:5)
Ayrıca bu kişilerin ilahiyatsal anlamda ne öğrettikleri de çok önemlidir. Bu kişiler imanımızın gelişmesi ve Tanrı Sözü’nü daha iyi anlamamız için mi çalışıyor, yoksa Tanrı Sözü’nün karşısında başka bir ilahiyat mı öğretiyorlar? Ayetler bu kişilerin dünyasal öğretiyi anlattıklarını söylüyor, ki Mesih’i vaaz etmeyen her söz bedendendir, yani dünyasaldır. Bunun için birçok kişi onları dinler, çünkü dünyadandırlar.
Sonuç
Doğru yolu bulmak için insanlara sorarız, ancak yolun sonunda bizim sorduğumuz yere götürüyor olması gerekir. İstanbul’a gitmemiş, otoyola hiç çıkmamış, trafik işaretlerini bilmeyen birinin doğru yolu tarif edeyim deyip bizleri yönlendirmesi, bizleri ancak arzu etmediğimiz bir yere götürür. Bunun için elçilerin öğretisine inanıyor ve ona tutunuyoruz. Çünkü Yuhanna bu sözlerin Tanrı’dan olduğunu söylüyor. Ayrıca Yuhanna, “gerçeğin ruhu ile yalanın ruhunu ayırabilmek için bizi dinleyin” diyor. Biz, doğru olanı anlatıyoruz. Herkesin söylediklerini Tanrı Sözü’nün süzgecinden geçirerek sınamamız gerekir.
Yolda: İman yolunda yürürken bizlere farklı yol tarifleri de verilecek, “gittiğin yol seni gitmek istediğin yere götürmez” diyecekler. Kardeşlerim; biz tüm yüreğimizle Mesihçiyiz, tüm arzumuzla Mesihçiyiz, tüm benliğimizle Mesihçiyiz. Mesih’i takip edersek yanlış yola sapmayız.