“Yasa günah konusunda bilgi vermek için tasarlandı.” (Yasa’nın Tekrarı 30:19)
Bu, “özgür irade” yararına alıntı yaptığın üçüncü ayet. “Önünüze yaşamla ölümü, kutsamayla laneti koydum. Yaşamı seçin.” “İnsanın özgür seçimi olduğunu gösteren bundan daha açık ne olabilir ki?” diyorsun. Ama sen körsün, yanıtını veriyorum! Musa, “yaşamı seçin” deyince halk yaşamı seçti mi? Seçmiş olsalardı, Kutsal Ruh’un işine gerek kalmazdı.
“İki yolun kesiştiği yerde duran adama yalnızca bir yol açıksa, ‘Hangisinden istersen ondan git’ demek gülünçtür” diyorsun. Ne kadar akılsızca bir örnek! Yol kavşağında durduğumuz doğru ama -biri değil- ikisi de bize kapalı. Tanrı’nın lütfu olmaksızın, iyi olana giden yola devam edemeyiz. Tanrı izin vermiyorsa, öbür yoldan da gidemeyiz! Pavlus, Romalılar 3:20’de, “Yasa sayesinde gücün ya da iyiliğin bilincine varırız” demiyor. “Yasa sayesinde iradenin gücünün bilincine varırız” da demiyor. “Yasa sayesinde günahın bilincine varırız” diyor. Yasa insanlara ne yapabileceğini değil, ne yapması gerektiğini söylemektedir.
Martin Luther
Öyleyse, günaha düşmüş bir insanın gerçekten iyi herhangi bir karar veya eylemi için, mutlaka lütuf gereklidir. Augustinus, bununla ilgili Pelagius ve takipçilerine karşı birkaç suçlama ileri sürmüştür. Öncelikle, insanlar öylesine tamamen yoldan çıkmıştır ki, Tanrı onlara lütuf aracılığıyla iman armağanını vermedikçe, onlar iyi bir şey yapmayı düşünemez bile. Kendi sözleriyle ifade etmek gerekirse, “Bu yüzden, lütuf Ruhu iman sahibi olmamıza sebep oluyor, böylelikle iman aracılığıyla, onun için dua ederek, bize buyrulmuş olanı yapma becerisine sahip olabiliriz. Bu konuda elçinin kendisi, imana yasadan önce yer verir; çünkü biz, yasanın buyurduklarını yapma gücünü imanla dua ederek almadıkça, yapamayız.”
Roger E. Olson