Seneler önce, özel bir armağan sahibi bir vaizle bir konuşmam oldu. Başka bir hayatta eminim başarılı bir stand-up komedyeni olurdu. Aslında, vaaz ederken bir topluluğun ilgisini nasıl çekeceğini öğrenmek için komedyenler üzerinde çalışmıştı. O aynı zamanda Kutsal Kitapsal ve teolojik konseptleri derinlemesine anlamıştı ve bunları şüpheci kalabalıklara yaratıcı bir şekilde açıklayabilirdi. Yerel vaizlerin aksine onun kayıtlı vaazlarını yayınlayarak kilisesi bulunduğu bölgenin ve hatta ülkenin birkaç noktasına yayılmıştı. Onun mantığını asla unutmayacağım. Kendisi gibi bir vaiz varken başka bir vaizi halka sunmanın mantığa uymadığını söylerdi. Eğer amacı geniş bir kişisel takipçi kitlesini bir araya getirmekse onunla tartışamazdım.
Fakat daha sonra düşündüğümde, onun argümanının gereğinden fazlasını kanıtladığını fark ettim. Onun senaryosuna göre, o sadece genç pastörler ve stajyerlerle yarışmıyordu. O, ölü ya da diri olan diğer tüm pastörlerle yarışıyordu. Peki neden Billy Graham gibi başarılı bir vaizin kayıtlarını dinletmeyelim? Peki ya İngilizce konuşan camiadaki kiliseler Charles Spurgeon rolü yapan bir aktör kiralasalardı? Belki bir turnuva kupası hazırlayıp en iyi olanı bulana dek Hristiyanlardan en favori vaizleri için oy kullanmalarını isteyebilirdik. O zaman kimse bir daha daha kötü bir vaize maruz kalmazdı. Eğer Tanrı bizim için en iyi olanın bu olduğunu düşünseydi sadece en iyi olanı alırdık.
Ama öyle değil. Sizin için en iyi vaiz Tanrı Sözü’ne sadık olan vaizdir. Sizinle kahve içmeyi veya sizi hastanede ziyaret etmeyi istiyorsa bu daha da iyidir. Her tapınma zamanında sadece Kutsal Yazılar’ı okumakla kalmamamızın bir sebebi var. Öğretmenin aracılık yapan kişiliği ve deneyimi aracılığıyla, belirli yerel ve kişisel taleplerin olduğu modern bir bağlamda vaaz Tanrı Sözü’nün otoritesini katlanır hale getirir. Az önce bahsettiğim adam aslında sizinkinden daha iyi bir vaiz olabilir ama sizin vaiziniz sizin kilisenizi daha iyi tanır. Ve Kutsal Kitap’ı size ve topluluğunuza uygulama konusunda bu çok önemlidir.
Elbette pastörler onları duyan her kişinin içten detaylarını bilemezler. Ama bir sürü pastörün COVID-19 eve kapanma zamanlarında kameraya karşı vaaz ederken zorlanmasının bir sebebi var. Onların vaaz edişine verdiğimiz gerçek zamanlı tepkilerde Ruh’un hareketini hissedebilmemiz için dua ediyorlar. Onlar bizi yüz yüze gördüklerinde Ruh akıllarına kederleri için teselli getirir. Tapınma zamanlarında kilisenin bir konsere veya sinemaya benzercesine topluluk üzerindeki ışığı loş hale getirmemesi için bir sürü neden var. Ve bu onlardan biridir: öyle ki pastörler vaaz esnasında Ruh’un çağrısına hassasiyetle tepki verebilsinler.
Zaman Ve Yer
Neticede, vaaz etmek sadece bilgi aktarımı yapmak değildir. Eğer tek amaç o olsaydı bunu yapmak için en etkili araç artık o olmazdı. Video, dijital medya ve hatta sadece kitaplara bakar ve tapınma zamanını tamamen çıkarırdık. Buna rağmen vaazı duymak sadece sizi ve İsa’yla olan kişisel birlikteliğinizi ilgilendirmez. O, aynı zamanda kilisenizde göksel bir kültür şekillendirmek ve göksel bir kent inşa etmek manasına gelir. O, beraber bir yaşam şekillendirmektir.
Yüz yüze yapılan, canlı öğretişte iki şey olur ve kişisel olarak tanımadığınız bir pastörle dijital medyada bunun aynısı yapılamaz. İlk olarak, topluluk ve vaiz zaman ve yer içerisinde ortak bir aktivite şeklinde hep beraber vaazı tecrübe eder. Evet, kişisel ibadete ait düşüncelerimizde yalnızca vaazı uygulamak değerlidir. Ama bir halk olarak uygulamamız daha da önem taşır. Hep beraber hafta boyunca birbirimize olan davranışlarımızla vaaza yaşam veririz. Aynı zamanda vaizin neticede bizden “üstün” olmadığını hatırlayın. O, bizden biridir ve yeni bir kent olarak Tanrı Sözü aracılığıyla bizimle beraber şekillenir. Vaaz hep beraber Tanrı’ya itaat etmek ve birbirini sevmek için toplanan belirli bir halk için belirli bir yerde Tanrı Sözü’nden bir görüm sunar.
İkincisi, vaizin örnek oluşu ve kişiliği bütün topluluk üzerinde bir his uyandırır. Vaizlerin güçlü olduğu özelliklerinin yanında zayıflıklarının da kilise tarafından üstlenileceğinin fark edilmesi vaizleri korkutur. Nasıl vaaz edileceğini öğrendiğim okulda profesörümün sözcükleri beni uyandırdı. Seneler geçtikçe topluluğumun söylediğim asıl sözcükleri muhtemelen hatırlamayacağını bana söyledi. Aksine, Tanrı hem sözcüklerim hem de zaman içerisinde Tanrı yolunda gösterdiğim örnek ve dürüstlük aracılığıyla bir kilise şekillendirecekti. Vaizin karakteri ve mesajı birleşir ve Kutsal Ruh’un gücüyle ve bu sözcükleri hatırlamasalar da onlar sayesinde dinleyiciler değişim yaşarlar. Ve bu, sadece vaaz ediş için değil aynı zamanda öğretiş için de geçerlidir. Sadece bilgilerinden dolayı genellikle en iyi öğretmenlerimizi hatırlamayız. Onların bilgeliklerini bizimle olan iletişim armağanlarının ve bize olan kişisel sevgilerinin yanında hatırlarız.
Dolayısıyla kiliseyi tekrar keşfettiğinizde sizi yeterince seven, gerektiğinde sizi azarlayıp inşa eden vaizler arayın. Otoritelerini Krallar Kralı’ndan aldıklarını bilen vaizler arayın, onun iyi haberini ve rehberliğini deklare eden vaizler arayın. Onlar sadece maaşınızın bir kısmını istemezler. Onlar sadece öğrendikleriyle ve karizmalarıyla sizi etkilemeyi değil sizin için bir örnek olmayı hedeflerler.
Collin Hansen