Gün geçtikçe Türk kültürünün daha kırıcı ve daha sert bir hâl aldığını görmeyenimiz yok herhalde. Geçen hafta bu konu üzerinde çalıştık kilisemizde. Neden bizler Hristiyanlar olarak, birbirimizi teşvik etmek yerine aksine tavırlarımızda kardeşlerimizin teşviklerini kırıyoruz? Neden motive eden, takdir eden bir inanlı toplum olmak yerine yargılayan, haksız yere eleştiren, dedikodu yapan bir topluluk olmaya başladık? Belki bunun cevabı detaylı bir şekilde incelenebilir ancak şüphesiz ki cevabın teması günah üzerine yoğunlaşacaktır. Gurur, kıskançlık, mevki kavgaları, çekememezlik belki de başta sayılması gereken günahlar.
Eleştirilerimiz çoğu zaman haksız, bilinçsiz, araştırılmamış, kırıcı, yapıcı değil yıkıcı oluyor. Bununla beraber eleştirilerin büyük bir çoğunluğunun kendi hatalarımızdan kaynaklanmadığını, fakat bizi eleştiren kişilerin fikir farklıklarından kaynaklandığını fark edebiliyoruz. Maalesef hepimizin fikirleri aynı değil, işte bunun için kilise içerisinde birbirimizin fikir farklılıklarını tolere etmeyi öğrenmeliyiz. Tabi unutmamak gerekir ki bunlar teolojik olarak kiliseye zarar veren öğretiler içermemelidirler. Şüphesiz Tanrı sözünün hatalı bir şekilde öğretilmesini tolere edemeyiz.
Belki de kendimize 3T kuralı yapabiliriz bugün. İnsanlara köstek olmak yerine onları hizmetlerinde desteklemek şüphesiz Tanrı’yı hoşnut eden bir davranış olacaktır.
- Kardeşimi, yaptığı hizmette takdir edeceğim.
- Kardeşimi, yaptığı hizmeti için teşvik edeceğim.
- Kardeşime yaptığı hizmetinden ötürü teşekkür edeceğim.