Mark Dever doğru bir şekilde açıklayıcı vaazı, “Kutsal Yazılar’ın belirli bir metninin ana noktasını, vaazın ana noktası yapan” vaaz olarak tanımlar.
Ancak ben açıklayıcı olma niyetinde olan ama bu konuda başarısız olan birçok vaaz dinledim (ve böyle vaazlar verdim de!). Aşağıda bu noktadaki on iki tuzağa yer verdim. Beş tanesi metnin mesajını vaazın mesajı olarak ele almayan ve böylece metni suiistimal eden tuzaktan, beş tanesi metni toplulukla bağdaştırmada yetersiz kalan tuzaktan ve iki tanesi de vaazın nihayetinde Tanrı’nın işi olduğunu göremeyen tuzaktan oluşuyor.
Bu gözlemlerin hiçbiri esasen bana ait değil. Çoğunu 90’lı yılların ortalarında Cambridge’deki Eden Baptist Kilisesi’nde öğrendim. Diğerlerini yıllar içinde öğrenme şansım oldu. Birkaç yıl önce benzer bir makale yazdığımdan beri, eklemek istediğim, insanların önerdiği farklı birkaç şey daha oldu. Eminim ki, sizler de başka birkaç şey daha düşünebilirsiniz.
METNİ GÖRMEKTE BAŞARISIZ OLAN SAHTE AÇIKLAYICI VAAZLAR
1) “Temelsiz Vaaz”: Metin Yanlış Anlaşılır
Vaiz bu durumda, belki de doğru olan şeyler söylemektedir ancak bu hiçbir şekilde metnin doğru yorumlamasına dayandırılmamaktadır. Bu vaiz, ya metnin içeriğine (örn. vaaz Kutsal Kitap’ın İngilizce NIV çevirisindeki bazı kelimeler üzerine inşa edilir ancak bu kelimelerin dönemin Grekçesinde bir karşılığı yoktur) ya da bağlamına dikkat etmez (örn. vaaz Davut ve Golyat hikâyesi üzerinedir ve “Sizin Golyat’ınız kim ve ona karşı kullanmaya hazır olmanız gereken beş taş nedir?” sorusunu sorar).
Eğer bir vaiz, vaazının mesajını tanımlayabilmek için Tanrı Sözü’nün derinlerine inmiyorsa, büyük olasılıkla bu vaazlar Tanrı’nın değil, vaizin kendi fikirleri tarafından yürütülen şeyler olacaktır.
2) “Tramplen Vaaz”: Metnin Ana Noktası Göz Ardı Edilir
Buna benzer başka bir şey de, vaizin metnin ana noktası yerine, metinde geçen ikincil bir noktaya odaklanmasıdır. Örneğin vaaz Yuhanna 2’deki düğün üzerine olsun. Burada İsa’nın suyu şaraba çevirme olayının yalnızca Hristiyanların alkol tüketimini desteklemek için kullanıldığını ve Mesih’in Yeni Antlaşma’daki görkeminin nasıl sergilendiğinden hiç bahsedilmediğini düşünün.
Seri şeklinde açıklayıcı vaaz vermenin bir avantajı da, bu şekilde vaizin normalde es geçmek isteyeceği konuları vaaz etmek zorunda kalması ve normalde gereğinden fazla vurgulayacağı konuları, uygun bir şekilde ele almak zorunda bırakılmasıdır. “Temelsiz” ya da “tramplen” vaazlar veren bir vaiz, bu avantajları istemeden bir kenara atabilir. Bu şekilde de Tanrı’nın gündeme getirdiği nokta belirsizleştirilmiş ya da kenara itilmiş olur.
3) “Doktrinsel Vaaz”: Metnin Zenginliği Göz Ardı Edilir
Tanrı kasıtlı olarak bizimle “çeşitli yollardan” konuşmuştur (İbr. 1:1). Birçok vaaz, bir metnin edebi (yazınsal) türünü görmezden gelmekte ve öykü, şiir, mektup ve son günlerle ilgili her metni, hepsi aynı türden önermelermişçesine ele almaktadır. Elbette her vaaz bu önermelerle ilgili gerçekleri ele almalıdır ama vaazı sadece bunlardan oluşan bir şey haline de getirmemelidir. Metinlerin edebi bağlamıyla kastedilen şey, Ezgiler Ezgisi’nden verilen bir vaazın Efesliler 5’ten verilen bir vaaza kıyasla, kulağa daha farklı gelmesi gerektiğidir. Metnin ana noktası her iki durumda da aynı olabilir ama bu mesajı farklı şekillerde iletmişlerdir. Kutsal Yazılar’ın çeşitliliği vaazlarla yok edilmemeli, bir hazine gibi görülmeli ve mesajlar edebi türlere hassasiyet gösterilerek iletilmelidir. Öykü empati yapabilmemize yardımcı olmalı, şiir duygularımızı harekete geçirmeli ve geleceğe ilişkin peygamberliklerse bizlerde hayranlık uyandırmalıdır.
4) “Kestirme Vaaz”: Kutsal Kitap Metninden Neredeyse Hiç Söz Edilmez
Yorumlama vaazının tam tersi olan bu vaaz, hiçbir yorumlama “çalışmasının” yapılmadığını gösterir. Rab, Sözü’yle o günkü konuyu belirlemiş olsa da, sadece vaiz bu gerçeğin tamamen farkındadır. Topluluk en sonunda, “Ne kadar harika ayetler” demek yerine, “ne kadar harika bir vaaz” diyebilir.
Topluluğumuzun bizim sesimizden ziyade, Tanrı’nın sesini duymasını sağlayalım. Bunu onları metne yönlendirerek yapabiliriz. “Şimdi söylediğimi iyi dinleyin” demek yerine, “bakın Tanrı 5. ayette ne diyor” demeliyiz.
5) “Mesih’siz Vaaz”: Vaaz İçinde Kurtarıcı Hiç Geçmeden Biter
İsa, Ferisiler’i şöyle azarladı: “Kutsal Yazılar’ı araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu yazılardır! Öyleyken siz, yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz” (Yuh. 5:39-40). Ne kadar üzücü ki, İsa’ya yaşam bulmaya gelmiş olan bizler bile, belirli bir metni incelemeleri için bütün bir topluluğu Kutsal Yazılar’ın önüne getiriyor ancak Eski Antlaşma metinlerini ahlaki vaazlara dönüştürerek ve hatta Müjde kitaplarından Müjde’siz vaazlar vererek, topluluğun Kutsal Yazılar’ın Mesih hakkında ne söylediğini görmelerine engel oluyoruz. Getsemani Bahçesi öyküsünün, yaşamlarımızda stresi nasıl daha iyi yönetebileceğimiz bağlamında vaaz edildiği korkunç senaryoyu düşünün.
Tanrı Sözü büyük bir tekerlek gibiyse, jantın göbeği Mesih ve tekerleği orada tutan aks da Müjde’dir. Jantın göbeğine kadar gelip metnin Mesih hakkında ne dediğini ve bunun Müjde’yle olan ilişkisini birleştirmediğimiz sürece, Kutsal Yazılar’daki bir metni sadık bir şekilde vaaz etmiş olmayız.
TOPLULUĞU GÖRMEKTE BAŞARISIZ OLAN SAHTE AÇIKLAYICI VAAZLAR
6) “Yorumlayıcı Vaaz”: Metin Yaşamlara Uygulanmamış Bir Halde Kalır
Eğer “temelsiz vaaz” metni tamamen ıskalayan vaazsa, “yorumlayıcı vaaz” da topluluğu tamamen ıskalayan vaazdır. Açıklayıcı olduğunu iddia eden bazı vaazlar, haklı bir şekilde, sıkıcı ve alakasız olarak nitelendirilirler! Böyle bir vaaz dinlemektense, gidip bir yorum kitabı okunabilir. Söylenen her şey metne sadıktır ama bu gerçekten bir vaaz değil, bir ders gibidir. Pavlus’un iyelik eklerini kullanma şeklinden çok şey öğrenebiliriz ama bunların çok azı Tanrı’nın karakteri ve insan yüreğinin doğasıyla ilgili olacaktır. Burada uygulama konusunda yalnızca üyelerin zihinleri hedeflenir. Oysa gerçek bir açıklayıcı vaaz, elbette önce zihne dokunur ama aynı zamanda da yüreği yumuşatır ve iradeyi dizginler.
Düzenli olarak yorumlayıcı vaazlar duyan bir topluluk, yalnızca konu vaazlarının gerçekten yaşamlarıyla ilişkili olduğu yanılgısına düşebilir. Ayrıca sürekli olarak yorumlayıcı vaaz duymak, insanların ruhsal olarak hiç zorlanmadan ve değişmeden Kutsal Kitap’ı kendi başlarına sadakatle okuyabileceklerini düşünmelerine sebep olacaktır.
7) “Alakasız Vaaz”: Metin Farklı Bir Topluluk İçin Vaaz Edilir
Günümüzde birçok vaaz, çamuru hep başkalarına atarak, toplulukta kibir oluşmasına sebep olmaktadır. Böyle vaazlarda ya metin yalnızca Hristiyan olmayanlara yöneltilir ve bu sanki Tanrı Sözü’nün kiliseye bir şey söylemediği anlamını doğurur ya da vaazda değinilen sorunlar, vaaz edilen toplulukta hiç görülmemekte ya da çok nadir görülmektedir.
Böylece topluluk kendini beğenmeye başlar ve İsa’nın benzetmesindeki Ferisiler gibi, başkaları gibi olmadıkları için şükreder olurlar. Verdikleri karşılık tövbe ve iman değil, şudur: “Keşke Bayan Brown bu vaazı duysaydı!” veya “mahalledeki Metodist kilise bu vaazı cidden duymalı!”
Böyle vaazlar topluluğun kutsallığını değil, kendini beğenmişliğini arttıracaktır.
8) “Kişisel Vaaz”: Metin Sadece Vaizin Yaşamına Uygulanır
Vaizin bir metnin sadece kendisi için nasıl geçerli olduğunu düşünmesi ve topluluğa, sanki onlar tamamen vaizle aynı durumdaymış gibi vaaz vermesi kolaydır. Kutsal Yazılar’dan bir metnin Batı Londra’da küçük bir topluluğun bir pastörü olarak çalışan, eşi ve altı çocuğu olan kırklı yaşlardaki beyaz bir İngiliz için nasıl geçerli olduğunu görmek kesinlikle benim için en kolay şeydir. Bu benim sessiz zamanlarım için harika olabilir ama kiliseme pek bir faydası olmaz. Çünkü başka hiç kimse bu tanıma uymamaktadır.
Bu metnin bir genç insan veya bekâr bir anne için taşıdığı sonuçlar nelerdir? Kırklarında olan ve evlenmek isteyen bir kadın için veya bir göçmen için? Peki ya işsizler için veya kiliseyi ziyaret eden ateist ve Müslümanlar için? Bir bütün olarak topluluk için ve bir otobüs şoförü, bir ofis çalışanı, bir öğrenci veya bir ev hanımı için?
Kişisel vaaz, topluluğun Kutsal Kitap’ın yalnızca “profesyonel” Hristiyanlar için olduğunu ve bunun yaşamlarında tek doğru kullanımının, bir kilise veya Hristiyan organizasyonda tam zamanlı çalışma durumunda olacağını düşünmelerine neden olur. Bu, topluluğun pastörlerini putlaştırmasına ve Hristiyan yaşamını dolaylı olarak pastörleri üzerinden yaşıyorlarmış gibi yaşamalarına neden olabilir. Bu tür vaazlar, Tanrı Sözü’nü kendi yaşamlarının her yönüne nasıl uygulayacaklarını ve bunu kendilerinden çok farklı şartlarda olan kişilerin yaşamlarına nasıl aktaracaklarını görme şansını topluluktan çalmaktadır.
9) “İkiyüzlü Vaaz”: Metin Bir Tek Vaizin Kendisine Konuşmaz
“Kişisel vaazın” tam tersi bir hata olarak, burada vaiz Tanrı Sözü’nü öğreten ancak bu Söz altında yaşamanın ne demek olduğuna örnek teşkil etmeyen bir kişidir.
Bir vaizin “biz” demek yerine, “siz” diyeceği yerler vardır. Ancak her zaman “siz” diyen ve hiçbir zaman “biz” demeyen bir vaiz, nasıl kendisinin de yetki altında olduğunu, esasen kendisinin de Baş Çobanı’nın sesini duymaya ihtiyaç duyduğunu, kendi sonsuz yaşamı ve emniyeti için yalnızca O’na güvenerek, O’nu tanıyıp izlemesi gerektiğini ortaya koymuyor demektir.
Böyle vaaz eden bir vaiz, iman yaşamını pastörleri üzerinden sürdüren topluluğun yaptığı hatanın tersini yaparak, kendi topluluğu üzerinden iman yaşamını sürdürüyor olabilir. Yaşamının hizmetinden ibaret olduğunu varsayacak ve Tanrı Sözü’nde bir Mesih öğrencisi olarak yürümemeye başlayacaktır. Üstelik kendisi Söz’e karşı soğuk ve uzak dururken, başkalarını Söz’ün yetkisi altına koymaya çalışan biri olacaktır.
10) “Uyumsuz Vaaz”: Metnin Ana Noktası Mevcut Topluluğa Yanlış Uygulanır
Bazen bir metinle mevcut topluluk arasındaki ilişki yanlış anlaşılabilir ve metnin orijinal bağlamındaki uygulanışı, yanlış bir şekilde doğrudan mevcut bağlama taşınır. Örneğin, eğer vaiz tapınmayla ilgili Kutsal Kitap’a dayanan bir teolojiye sahip değilse, Eski Antlaşma tapınağıyla alakalı metinleri Mesih’te ve halkında tamamlanmış bir şekilde görmek yerine, bu metinleri yanlış bir şekilde Yeni Antlaşma’daki kilise binasına uygulama çalışabilir. Refah müjdesi vaizleri, sadık Eski Antlaşma İsraili’ne verilen maddi bereket vaatlerini üstlenebilir ve bunların doğrudan Tanrı’nın Yeni Antlaşma halkı için de geçerli olduğunu iddia edebilirler.
RAB’Bİ GÖRMEKTE BAŞARISIZ OLAN SAHTE AÇIKLAYICI VAAZLAR
Vaaz dersleri genellikle vaazın iki unsuruna değinir: metin ve topluluk. Ancak Hristiyan vaiz, her ikisinin de arkasında metni esinleyen ve toplulukta iş başında olanın Rab olduğunu fark etmelidir.
11) “Tutkusuz Vaaz”: Metnin Ana Noktası Öylece Konuşulur Ancak Vaaz Edilmez
Metni kesinlikle anlamış ve metnin topluluk açısından önem taşıyan noktalarını zekice ve derin bir şekilde dile getirmiş olan bir vaize sahip olmak mümkündür. Ancak yine de, vaiz vaazı sanki telefon rehberini okuyormuş gibi sunar. Vaiz Tanrı’nın Sözü’nü iletirken, Tanrı’nın da kendi halkıyla konuştuğu hiç mi hiç anlaşılmamaktadır. Vaiz, Söz’ü aracılığıyla konuşanın, teşvik edenin, azarlayanın, eğitenin, yüreklendirenin, şekil verenin ve Ruh’u aracılığıyla bu Söz’ü uygulayarak insanları daha iyi hale getirenin Tanrı’nın kendisi olduğunu fark etmediği zaman, çoğu zaman tutku, saygı, ciddiyet, bariz bir sevinç ve kederli göz yaşları da olmayacaktır. Yalnızca birtakım sözler vardır.
12) “Güçsüz Vaaz”: Metnin Ana Noktası Duasız Vaaz Edilir
Metni incelemeye ve vaazı oluşturmaya çok zaman harcanır ancak vaazın doğru anlaşılması ve yaşamlara uygulanması için dua etmeye vakit ayrılmaz.
Çok çalışan ama az dua eden vaiz kendisine çok, Rab’beyse az güvenmektedir. Belki de bu tuzak, açıklayıcı vaazlar veren bir vaiz olarak düşülebilecek en büyük tuzaklardan biridir. Çünkü toplulukta muhakeme becerisi yüksek olan üyeler, vaazdaki yanlış yorumları veya yetersiz uygulama noktalarını fark edebileceklerdir. Ancak vaizin dualarının vaazın etkisinde yarattığı fark, yalnızca Rab’be görünür ve her şeyin ortaya çıkacağı o gün açığa çıkar. Rab’bin ve sonsuzluğun ilgisi nihayetinde vaiz için daha önemli olmalıdır. Hatta vaiz sadece metnin ve topluluğun ilgilerini düşünmelidir. Çünkü Rab’bin ve sonsuzluğun ilgileri her ne kadar sonsuz ölçüde önemli olsalar da, görünmezdir.
SONUÇ
Açıklayıcı vaaz kilisenin sağlığı için çok önemlidir çünkü Tanrı’nın isteğinin tam olarak, Tanrı’nın bütün kilisesine uygulanmasına olanak tanımaktadır. Rab kendi Sözü’nü vaaz edenleri öyle donatsın ki, O’nun sesi duyulsun ve sesine itaat edilsin.
Mike Gilbart-Smith