Güçlü iradeli olmak dikbaşlı olmak demek değildir. İrade sahip olduklarımız arasında en değerli olan özelliklerden bir tanesidir. Ruhsal ve psikolojik olarak olgun imanlı iradesini etrafındakileri yönetmek ve ezmek için kullanmaz. Güçlü iradeli olmakla alçak gönüllü olmak arasında iyi bir denge kurmuştur. Elçi Pavlus kesinlikle böyle bir adamdı.
Dr. Gene A. Getz
Ruh, yüreğimizin lütufla dolup taşmasına neden olur, benliğin hem köküne hem de dallarına karşı koyan ürünü üretir. Pavlus, Galatyalılar 5:19-23’te “benliğin işleriyle (ürünüyle)” “Ruh’un ürününü” karşılaştırır. Bir kimsede Ruh’un ürünü gelişirse aynı anda benlik gelişemez. Neden böyledir bu? Pavlus, “benlik Ruh’a, Ruh da benliğe aykırı olanı arzular” (Galatyalılar 5:17), bu nedenle ikisi aynı kimsede aynı derecede bulunmaz yanıtını verir. Titus 3:5’te dendiği gibi, Kutsal Ruh’un bu yenilemesi günahı öldürmenin başlıca yollarından biridir. Ruh gelişmemize ve lütufla dolmamıza neden olur, bunlar benliğin ve içimizdeki günah kalıntısının işlerine ters düşer, onları yok eder.
John Owen
Ruhundaki kibir ve gururu öldürmek isteyenler, hak ettikleri övgülere kulaklarını kapamalı ve bazen de başkalarının kendilerine yönelttiği yermelerden kendilerini savunmaktan geri durmalılar. İntikamcı ruhunu denetim altına almak isteyen birisi, çektiği acıları başkalarına anlatma zevkini kendisinden esirgemelidir. Eğer yürüdüğümüz yollara dikkat edip dilimizle günah işlemek istemiyorsak, kendimizi sessiz kalmaya fazlasıyla alıştırmalıyız. Bazı durumlarda, evcilleştirilemeyen o üyemizi denetim altına alana kadar susmak akıllıca bir davranıştır.
Henry Scougal
Komşusunu kendisi gibi seven biri, onun hakkında asla alçak veya kötü düşünceler beslemez, ona olan sevgisini dışa vurmaktan geri kalmaz. Başkasına bir yanlış yapmaktansa, bin yanlışın mağduru olmayı yeğler. Seven kişiler, birisi onlardan fayda görmedikçe kendilerini mutlu saymazlar.
Başkalarının kötü niyetliliği veya nankörlüğü onların sevgisini alt edemez. Onların açtıkları yaralara aldırmaz, akılsızlıklarına acır ve onların kötülüklerini iyilikle yenerler. Seven kişiler, en acı ve en kötü niyetli düşmanlarından bile intikam almayı düşünmezler.
Böyle kişilerin saygı ve hayranlık duyulmaları ve insanlığın sevgili dostu olarak görülmeleri şaşılacak bir şey mi?
Henry Scougal
Montanus, kiliseleri ve önderlerini ruhsal olarak ölü kabul ediyor ve ilk Pentikost dönemindeki kilisenin parlak günlerindeki gibi belirtiler ve mucizelerle dolu “yeni peygamberliğe” çağrıda bulunuyordu. Episkopos ve kilise önderlerine göre sorun ne Montanus’un ölü ruhsallıkla ilgili eleştirisi ne de uyanışın gerekliliğini söylemesiydi; sorun, kendini Tanrı’nın eşsiz sözcüsü olarak tanıtmasıydı. Kendini “Kutsal Ruh’un Ağzı” adıyla tanıtıyor ve sıradan kilise önderlerini ilahi esinlemeyi elçilerin yazılarıyla sınırlandırmaya çalışarak Kutsal Ruh’u bir kitaba hapsetmeye çabalamakla suçluyordu. Esinlenilmiş söylencelerin, yani kendi sözlerinin, süregelen gücünü ve gerçekliğini vurgulayarak ve muhtemelen bunları kastederek, her türlü sınırlandırma ve kısıtlamalara gayretle karşı çıkıyordu. Kilise birkaç yüzyıl boyunca, kendini peygamber ilan edenlerle uğraştı.
Hristiyanlıktaki ilk parçalanma ve örgütsel bölünme herhalde budur. 160 yılından itibaren, Roma İmparatorluğu’nun pek çok şehrinde artık iki ayrı Hristiyan topluluk vardı; biri elçisel ardıllığa bağlı episkoposlar, diğeri ise Montanus’un Yeni Peygamberliğine bağlı olanlar.
Montanus ve takipçilerinin aşırı ve dışlayıcı iddialarına tepki olarak, kilise önderleri doğaüstü söylemlerden gittikçe daha uzaklaştılar; dillerle konuşma, peygamberlik ve Ruh’un diğer doğaüstü armağan, belirti ve mucizelerinden kaçındılar. Kuram olsun uygulama olsun, peygamberliğin Kutsal Yazılardan üstün tutulduğu her yerde ve her zaman Montanusçuluğun izleri kendini göstermektedir. Montanusçuluk da ilk dönemdeki kiliseyi zorlamıştır; günümüz kilisesini de ilahiyat bilgisine uygun düşünmeye ve cevap vermeye zorlamaya devam etmektedir, öyle ki Hristiyanlık her şeyi dahil eden, dolayısıyla hiçbir anlamı olmayan bir duruma düşmesin.
Roger E. Olson
Diğerlerinin sorunları hakkında ne kadar sık konuşuyorum?
Bu bilgileri kimlerle paylaşıyorum?
Belirli bir kişiyle ilgili bilgiyi ne kadar sıklıkla paylaşıyorum?
Başkalarının problemlerinden söz ederken nasıl bir duygusal tepki veriyorum?
Diğerlerinin hakkında olumsuz şeyleri farklı kişilere sıkça söylüyorsanız ve bunlar özellikle bir kişiyle ilgiliyse bu kişiden intikam almaya çalışıyor olabilirsiniz. Zorbalığın kültürel olarak daha kabul gören bir şeklini kullanıyorsunuz ve bu da aynı şekilde zararlıdır.
Dr. Gene A. Getz
Her şeyde disiplinli olmadan olgunluk hedefimize varamayız. Bu yüzden Pavlus Timoteos’a “Kendini Tanrı yolunda eğit” (1. Tim. 4:7) demiştir. Pavlus burada Türkçeye eğit olarak çevrilen gumnazo kelimesini kullanmıştır. Bunun anlamı da vücudu ya da zihni gayretle antrenman yaptırmaktır. Çünkü sporda ikisine de ihtiyaç vardır.
Fiziksel eksersizler doğru yapıldığında vücut için yararlıdır. Dayanıklılığımızı arttırır zihinsel olarak uyanık kalmamızı ve duygusal olarak dengeli olmamızı sağlar. Yaşamımıza aylar ya da yıllar kattığı kanıtlanmıştır. Ama Pavlus’un da dediği gibi fiziksel eksersizler bize yalnızca bu yaşamımızda fayda sağlar. Ama sağlam bir ruhsal yaşam sağlamak “Şimdiki ve gelecek yaşamın vaadini içeren Tanrı yolunda yürümek her yönden yararlıdır.” (1. Tim. 4:8)
Dr. Gene A. Getz
Tanrı’nın ailesindeki yerimiz hakkında doğru bakış açısına sahip olmak, çekingen ve içine kapanık olmak demek değildir. Özgüven eksikliğine ve değersizlik hissine sahip olmak hiç değildir.
Anlaşılıyor ki Timoteos hayatının bu alanında problem yaşıyordu. Tanrı’nın işine karşı çalışanlardan gözü korkmuştu. Pavlus, Timoteos’a Rab’den ve Rab’bin hizmetkarlarından asla ‘utanmaması’nı (2.Timoteos 1:8) söyleyerek onu yüreklendiriyordu.
“Çünkü Tanrı bize korkaklık ruhu değil, güç, sevgi ve özdenetim (Sophronismos-sağlam bir aklın) ruhu vermiştir.”
Pavlus’un Timoteos’a yazdıkları hepimiz için geçerli. Bir Hristiyan asla utanmamalı ve yılmamalıdır. Gerçekten sağduyuluysak, Tanrı çocukları ve Tanrı’nın ailesinin üyeleri olmayı hak etmediğimizin farkında oluruz. Bir diğer taraftan başımız yukarda, omuzlarımız dik yürüyebiliriz. Bunu yaptığımızda, armağanları ve yetenekleri Tanrı tarafından kullanılabilen ve tüm görkemi ve yüceliği İsa Mesih’e veren adamlar olma yolunda bu tanrısal dengeyi hayatımızda kurabiliriz.
Dr. Gene A. Getz
Asisili Aziz Fransua bencil olmamayı tanıdığım herkesten daha iyi anlamıştır:
Rab, beni kendi barışın için, alet olarak kullan.
Nefret olan yerde, ben seveyim.
Hakaret edildiğinde, af edeyim.
Şüphe olan yere, inanç getireyim.
Karanlığın hakim olduğu yerde, ışık olayım.
Acıların olduğu yere, sevinç getireyim.
Rabbim,
Beni teselli etmeseler de, ben teselli edeyim.
Beni anlamasalar da, ben onları anlayayım.
Beni sevmeseler de, ben onları seveyim.
Çünkü, kim verirse, karşılığını alır.
Başkasını affeden, affedilir,
ve öldüğünde, sonsuz hayata kavuşur.
Dr. Gene A. Getz
Pavlus’un Timoteos ve Titus’a mektuplarında yazdığı iki paragraf bizim Mesih’teki olgunluğumuzu test etmemiz için mükemmel bir ölçüdür (1. Timoteos 3:1-7; Titus 1:5-10). Aşağıdaki liste bize bu iki mektuptaki ruhsal özellikleri gösteriyor:
- Baştanbaşa ruhsal olgunluk (çok yönlü bir adam)
- Eleştirilecek bir yönü olmayan (iyi bir üne sahip)
- Tek karılı (ahlaken temiz)
- Uysal (sözlerinde ve hareketlerinde ölçülü)
- Sağduyulu (bilge ve alçakgönüllü)
- Saygın (iyi bir örnek)
- Konuksever (bencil olmayan ve cömert)
- Öğretmeye yetenekli (tehdit etmeden ve kendini savunmaya çalışmadan hassas bir şekilde iletişim kurabilen)
- Şarap düşkünü olmayan (madde bağımlısı olmayan)
- Hep kendi istediğinin olmasını istemeyen (benmerkezci ve kontrolcü olmayan)
- Çabuk öfkelenmeyen (günah işleyen bir öfke içinde bulunmaktan kaçınan)
- Kavgacı olmayan (küfürbaz olmayan)
- Duyarlı (hassas, sevecen ve nazik)
- Barışçı (tartışmacı ve bölücü olmayan)
- Para tutkusu olmayan (maddecilikten uzak)
- Kendi evini iyi yönetebilen (iyi bir koca ve baba)
- İyi olanı seven (Tanrısal işlerin ardından giden)
- Adil (bilge, anlayışlı, önyargısız ve hak geçirmeyen)
- Adanmış (kutsal ve Tanrı’ya adanmış)
- Özdenetim sahibi (disiplinli)
Dr. Gene A. Getz