Get In Touch
541 Melville Ave, Palo Alto, CA 94301,
ask@ohio.colabr.io
Ph: +1.831.705.5448
Work Inquiries
work@ohio.colabr.io
Ph: +1.831.306.6725

PASTÖRLERİN SOSYAL MEDYAYI TERK ETMEYİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMALARI İÇİN 4 SEBEP

Yeni Antlaşma’yı yorumlamayı bana öğreten profesörüm ilk dersi Agassiz ve Balık hikayesiyle açtı. Agassiz, bilindiği gibi bir öğrencisini daha kapsamlı bir araştırma gayretiyle üç gün boyunca bir balığa bakması için atayan bir Harvard hayvanbilimcisiydi! Başta anlamsız angarya gibi görünen şey daha sonra paha biçilmez bir ders oldu: görmek ve daha derinden anlamak için kişi “bakmalı, bakmalı, bakmalı.” “Balığa bak” benim seminer sloganım oldu.

Dijital çağımız sağ olsun bir daha asla bakmamız gereken başka balıklar olmadı. Aynı zamanda, Agassiz seviyesinde analiz yapabilmek için gereken kavramsal güçlerden giderek yoksunlaşıyoruz. Maryanne Wolf gibi yazarların endişelendiği gibi, “gözle aldığımız birim boyutundaki günlük bilgi” her şeyden haberdar olduğumuza dair bir yanılsama yaratır ve aynı zamanda eleştirel düşünme kapasitemizin gelişimini engeller.

Pastörler, dijital çağın, kilise üyelerini ve kendilerini nasıl değiştirdiğinin özellikle farkında olmalıdır. Parmaklarımızın ucunda ansiklopedik bilgiler, son haberler ve diğer insanlara sanal erişimin olmasının faydaları var. Tehlikeler de var. Sosyal medyanın dezavantajlarının ve dijital bilginin haddinden fazla olmasının bunların faydalarından daha ağır bastığına inanıyorum.

İnternetteki zamanımı sınırlandırmamın ve hiç sosyal medya kullanmamamın dört nedeni var.

1. Kendimi İzlememe Olan Çağrı

Pavlus Timoteos’a karakteri ve müjdenin deklarasyonu arasındaki ilişkiyi hatırlatıyor: “Kendine ve öğretine dikkat et” (1. Timoteos 4:16). Kendine dikkat etmek demek kendini Tanrı yolunda eğitmek ve kutsallıktan yoksun kocakarı masallarını reddetmek manasına gelir (1. Timoteos 4:7).

Günahkarlığım hizmet başarımı Pazar günkü katılıma eşdeğer tutmaya beni o kadar yatkın yapıyor ki sosyal medyadaki “takipçileri” ve “beğenileri” sayma ayartısı beni korkutuyor. Başkalarına hizmet ederken fedakarlığa çağrıldığım zaman (Matta 20:26) Instagram veya Twitter içe kapanıklığımı arttırmaz mı? Bunun yanında dikkat dağılmasına (en iyi ihtimalle) önderlik eden bir sürü tavşan yuvası olduğuna dair ve hizmet için gereken “aklı başındalığı” zorlaştıran “aptal efsaneler” var (2. Timoteos 4:5).

2. Söz’ü Vaaz Etmeye Ve Öğretmeye Olan Çağrı

“Öğretiyi” yakından izlemeye olan çağrı (1. Timoteos 4:16) pastörlerin sadece Kutsal Kitap’ı çalıştıklarını ima etmez. George Herbert’in pastörler hakkında yazmış olduğu gibi “bilgilerinin temeli kitapların kitabı, yaşam ve huzurun deposu ve ambarı olan Kutsal Yazılar’dır. Ondan beslenir ve onu yaşarlar.”

Müjdenin mesajı basittir ama Kutsal Kitap basit değildir. İçeriğindekiler yüzyılları, türleri ve antik dilleri kapsar. Anglikan geleneğinde reformcu Thomas Cranmer bizi bir çeşit okuma disiplinine çağırır: Tanrı Sözü’nü “duymaya, okumaya, işaretlemeye ve derinlemesine sindirmeye.”

İnternet bunun aksine bizi göz gezdirme, kaydırma ve bulutta kayıtlı olduğu için unutma konularında eğitir. Eğer pastörler zahmet veren Tanrı Sözü’nü derinden çalışma gayretini göstermezlerse, Luther’in dediği gibi “her dalı sallayıp her yaprağın altına bakmazlarsa,” o zaman bunu kim yapacak?

3. İnsanları Ve Dünyayı Anlamaya Olan Çağrı

Sosyal trendler ve haberlere ayak uydurarak sosyal medyayı bilgece kullanabilen pastörler için bu, müjdeyi bir bağlama yerleştirmeye ve onu etkili bir biçimde uygulamaya yardımcı olabilir. Ama dünyadan veya insandan çoğunlukla dijital vasıtalarla alınan “bilginin” sığ ve çarpık olabileceği konusunda dikkatli olmalıyız.

Sosyal medya paylaşımları ve devam eden haber döngüleri, en son politik entrikalar, mevcut aktiviteler ve sosyete ayrılıkları hakkında bizi bilgilendirir. Buna rağmen, bunlar güç arzusu, şiddet eylemleri veya sevgiye olan özlemin ardında yatan derin sebepleri ortaya çıkarmazlarken Suç ve ceza gibi romanlar bunu yapabilir. Bir kilise üyesi sizi bir okulun cinsiyet değişikliği düşünce tarzı müfredatı hakkında bir paylaşımda etiketleyebilir. Bu hızlı okuma var olan daha derin sorunları anlamaya sizi Carl Trueman’ın Modern benliğin yükselişi ve zaferi kadar iyi hazırlamayacaktır.

Pastörler neyin altında yatan nedeni anlamalıdır. Pavlus’un bazı Korintlilerin neden dirilişe inanmadıklarını bilmeye ihtiyacı vardı (1. Korintliler 15:12) ve bu karmaşık neden gnostik eğilimin bedensel bir dirilişi hor görmesiydi. Dolayısıyla, öğretişinde sadece diriliş tanıklarını sıralamakla kalmadı (15:1-11) ama aynı zamanda altında yatan bedenlerin kötü olduğu kavramına da saldırdı (15:35-49).

Hem pastörlük yaptığımız dünya hem de pastörlük yaptığımız insanlar karmaşıktır. Onları anlamak için pastörler kaynakları yavaşça ve dikkatle okumalı ve insanlara sabırlı bir şekilde kişisel zaman ayırmalıdır. Dijital bilgi yolları bunda çok iyi değildirler.

4. Konuşmakta Yavaş Ve Duymakta Çabuk Olmaya Olan Çağrı

Bir pastörün sosyal medya platformu bir karşı köşe yazısı sütununa dönüşebilir. Kilise üyeleri ortaya çıkan bir haber hikayesiyle birkaç saat içerisinde tutarlı ve teolojik bir iç görüyle ilgilenmenizi bekleyebilir. Burada iki sorun vardır. İlki, tipik bir pastörün politik bilimde, kanunda, istatistiklerde veya gazetecilikte eğitim görmemiş olmasıdır. İkincisi, sosyal medyanın talep ettiği yorum yapma hızının incelemek, eleştirel bir şekilde düşünmek ve dua etmek için gerekli zamanı sağlamamasıdır. Pastör, ben olsam bu baskıdan ve tuzaklardan kaçınırdım. Yakup’un dediği gibi gelin halkımıza nasıl “duymakta çabuk [ve] konuşmakta yavaş” (Yakup 1:19) olunacağını gösterelim.

Sosyal medyayı kullanmak için iyi sebepler var. Pastörler müjdeyi hem evde hem de dışarıda paylaşabilirler ve hem dünyada hem de halkı içerisinde olup bitenler hakkında bilgi sahibi olabilirler. Buna rağmen bu yeni, radikal bilgi sözleşmesinin bizi nasıl şekillendirdiği hakkında daha çok şey öğrendikçe temel çağrılarımızı daha iyi hatırlarız ve gerektiğinde oturum açar ve kapatırız.

Sam Ferguson