Kutsal Kitap büyük bir kitaptır. Okurken gözünüzü korkutabilir, çoğumuz Kutsal Kitap hakkında kitaplar okumayı tercih ederiz. Ve Kutsal Kitap’ı okusak da bazen onu sanki sadece bir bilgi kitapçığıymış gibi ele alabiliriz. İhtiyaç duyduğumuzda onu kullanırız ama aksine kendi başımıza bazı şeyler yapmaya çalışırız. Bu, bana, kullanma kılavuzu olmadan IKEA mobilyalarını inşa etmeye çalışmayı hatırlatıyor. Maalesef, çoğumuzun tecrübe ettiği gibi, kullanma kılavuzunun saygı duyulması ve düzgün bir şekilde okunması gerekir. Aksi takdirde, mobilyamız en nihayetinde bölük pörçük görülebilir. Bu prensipler Kutsal Kitap için de geçerlidir. Onu düzgün bir şekilde okuyamamak her tür belaya önderlik edebilir.
Elbette bildiğimiz gibi, Kutsal Kitap herhangi bir IKEA kullanma kılavuzundan çok daha büyüktür. Yükseklikleri ve derinlikleri, şiir ve nesri olan bir kitaptır. Onu okumak, diğer kitapları okumaktan daha fazla amaçlılık gerektirir. Hayatı boyunca Kutsal Kitap’ı okuyan biri olarak onu anlamakta bana yardımı dokunan birkaç şey şunlardır.
İnanın. Kutsal Kitap’ı anlamanın iman gerektirdiğini hatırlamak önemlidir. Ona inanmamız gerekir. Augustin bize şöyle meydan okuyor, “İnanın ki anlayabilesiniz.” Augustin’in bu sözcükleri söylemesinin nedeni inanana dek kendisinin de Kutsal Kitap’ı asla düzgün bir şekilde anlayamamış olmasıydı. Kutsal Kitap, balıkçıların kullandığı gözlükler gibidir. Bu gözlükler olmadan, suyun yoğun bir parlaklığı vardır. Ama polarize gözlüklerle kişi suyun içini görebilir. Kutsal Kitap’ın derinliklerini görebilmemiz için imana ihtiyacımız vardır.
Dua edin ve derinlemesine düşünün. Dua genellikle akla sonradan gelir fakat Tanrı bize yardım edip bunu bize gösterene dek ruhsal şeyleri anlayamayız. İmanımız olabilir ama yine de yardıma ihtiyaç duyarız. Kutsal Ruh’un, Sözü’nü anlamamıza yardım etmesi için dua etmeliyiz. Dua ettiğimiz zaman, kavrayış ve bilgelik konusunda Tanrı’ya olan bağımlılığımızı hatırlarız. Aynı zamanda Kutsal Yazılar’ı okurken Tanrı ve Söz’ü hakkında derin düşünmeye zaman ayırmalıyız. Bir ağacın kök sistemi suyu nasıl zamanla emiyorsa ruhumuzun da Tanrı Sözü’yle beslenmesi zamanla olur. Derinlemesine düşünürken duamızda Tanrı Sözü’nü Tanrı’ya geri söyleyebiliriz. Mezmur 119:18’de bu türde bir rica görülür: “Gözlerimi aç, Yasandaki harikaları göreyim.” Sözü’nü aydınlatması için Tanrı’nın Ruhu’na ihtiyaç duyarız, öyle ki oraya yazdığı “harika şeyleri” görebilelim.
Bağlam içerisinde okuyun. Sadece Tanrı Sözü’ne inanmamız ve onu dualarımızda kullanmamız artık Kutsal Yazılar’ı kavrayarak anlıyor olduğumuz manasına gelmez. Metne yaklaşırken bilgece yollar benimsemeliyiz. Dolayısıyla, başlarken, bağlam içerisinde okumalıyız. Okuduğumuz bölümden önce ne geldiğini unutmamalıyız. Suç ve Ceza’yı okumaya 13. bölümden başlayıp hikayede neler olup bittiğini bilmeyi beklemeyiz. Kutsal Kitap’ı okurken de aynı şeyi beklememeliyiz. Aynı zamanda hangi tür kitap okuduğumuzu da hatırlamalıyız. Bu eğer bir mektupsa, yapının belirli ifade tarzlarına uygun olacağını hatırlamalıyız. Aynı şey şiir, tarihsel öykü ve diğer türler için de geçerlidir.
Bir planınız olsun. Düzenli bir şekilde Kutsal Kitap’ı okuyorsanız, her gün rastgele bir sayfasını açmıyor olmanız en iyisidir. Aynı zamanda her seferinde geçici isteklerimizin gitmemizi istediği yerlere gitmemiz de iyi değildir. Bunun nedeni rastgeleliğin Kutsal Kitap’ı tutarlı bir düzende okumamıza izin vermemesidir ve Kutsal Kitap’ı bir çeşit düzende okumak onu daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Dahası, geçici isteklerimizin gitmemizi istediği yerlere gitmemiz, belirli Kutsal Yazı kısımlarını asla okumuyor olmamız manasına gelir ve Tanrı Sözü’nün tamamına ihtiyacımız vardır. Çoğu insan Kutsal Kitap’ı bir senede okumayı seçer ve bunun için bir sürü iyi okuma planı bulunur. Ben Kutsal Kitap’ımda üç yeri işaretliyorum: biri Eski Antlaşma’da, biri Mezmurlar’da ve biri de Yeni Antlaşma’da bulunuyor. Her gün her kısımdan bir veya iki bölüm okuyorum. Ve bunun sonucunda tüm Kutsal Kitap’ı okumuş oluyorum ama bunun ne kadar sürdüğünü takip etmiyorum. Sonuçta, hangi planı seçtiğimiz o kadar da önemli değildir. Sadece işe yarayan bir plan bulmalı ve ona bağlı kalmalıyız.
Sorularınıza saygı besleyin. Kutsal Kitap’ı ilk okumaya başladığında Dr. R. C. Sproul’un okuduğu esnada sorularını not aldığını söylediğini hatırlıyorum. En sonunda geri dönüp o soruları cevaplamıştı. Bu günlerde, Ligonier.org veya Matthew Henry’nin Yorumu gibi çevrimiçi yerler aracılığıyla belirli ayetler hakkındaki soruları araştırmak oldukça kolay. Ask Ligonier kaynağı yanında daha bir sürü iyi yorum kitabına erişmek de bugün mümkün. Sorularınızın cevaplarını nasıl bulursanız bulun bu cevapları güvenilir bir kaynaktan temin edin. Kutsal Kitap’ı okumak basitçe okumaktan ibaret değildir, onu anlamak da gerekir. En kazançlı çalışmalarımın bazıları metin hakkında bir soru sormamdan ve cevabın peşinde koşmamdan sonra geldi.
Bunlar sadece Kutsal Kitap’ı etkili bir şekilde çalışmak için beş tüyo. Bunları takip edersek, anlayışımızda yavaşça ama emin adımlarla gelişeceğiz. Rab dilerse, anlayıştaki bu gelişmeyle birlikte kutsallaşma da gelecektir. Tanrı’yı tüm yüreği, ruhu ve gücüyle seven ve komşusunu kendi gibi seven erkekler ve kadınlar olarak çağırdığı insanlar olmamız için Tanrı bizi Sözü ve Ruhu’yla şekillendirir. Tanrı, Sözü’nü okumamızı bereketlesin.
Thomas Brewer