Get In Touch
541 Melville Ave, Palo Alto, CA 94301,
ask@ohio.colabr.io
Ph: +1.831.705.5448
Work Inquiries
work@ohio.colabr.io
Ph: +1.831.306.6725

KİLİSE İKİYÜZLÜLERLE Mİ DOLU?

Otuz yıl kadar önce, yakın arkadaşım ve aynı zamanda iş arkadaşım olan Archie Parrish o zamanlarda Fort Lauderdale’da Evangelism Explosion (Müjdecilik Patlaması) programına liderlik ediyordu, bana geldi ve benden bir şey istedi. Müjdecilik Patlaması ekiplerinin yaptıkları binlerce müjdeci ziyarette müjdeyle ilgili görüşmelerde insanların verdiği yanıtların kaydını tuttuklarını belirtti. Hristiyan imanıyla ilgili en sık sorulan soruları ve itirazları sıraladılar ve bu sorularla itirazlardan en sık karşılaşılan on tanesini gruplandırdılar. Dr. Parrish bu itirazlara cevap vermek için ve müjdecilerin yardımında kullanılmak üzere bir kitap yazıp yazmayacağımı sordu. Bu gayretlerin sonucunda şimdi Reason to Believe (İnanç Nedeni) diye adlandırılan Objections Answered (İtirazlar Cevaplandı) kitabını yazdım. En sık karşılaşılan on itirazdan biri kilisenin ikiyüzlülerle dolu olmasıydı. O zamanlarda Dr. D. James Kennedy bu itiraza şöyle yanıt verdi, “Aslında, her zaman bir kişi için daha yer var.” Eğer kusursuz bir kilise buldularsa ona katılmamaları gerektiğini yoksa onu mahvedecekleri konusunda İnsanları uyardı.

İkiyüzlü terimi Yunan tiyatro dünyasından gelmiştir. Belirli rolleri dramatize etmek adına oyuncuların kullandıkları maskeleri tanımlamak için kullanılır. Tiyatro bugün hala komedi ve trajedi maskeleriyle sembolize edilir. Eskiden, bazı oyuncular birden fazla rolde oynuyordu ve yüzlerinin önünde bir maske tutarak rollerini yerine getiriyordu. İkiyüzlülük konseptinin kökü budur.

Fakat kilisenin ikiyüzlülerle dolu olduğu hakkındaki suçlama tamamen yanlıştır. Hiçbir Hristiyan bu dünyada kutsallaşmayı tam olarak başaramayacağına rağmen devam eden günahla olan mücadelemiz ikiyüzlülük hükmünü adilce vermez. İkiyüzlü biri yapmadığını iddia ettiği şeyleri yapar. Hristiyan kilisesini dıştan gözlemleyenler Hristiyan olduklarını açıkça söyleyen insanlar görürler ve onların günah işlediklerini de görürler. Hristiyanların yaşamlarında günah gördüklerinden dolayı bu insanlar ikiyüzlüdür diye hemen yargılarlar. Eğer bir kimse günahsız olduğunu iddia ediyorsa ve sonrasında günah sergiliyorsa o kişi elbette ikiyüzlüdür. Ama sırf bir günahkar olduğunu gösteriyor diye bir Hristiyan’a ikiyüzlü denilmez.

Ters mantık şöyledir: Tüm ikiyüzlüler günahkardır. John bir günahkardır dolayısıyla John bir ikiyüzlüdür. Mantığın kurallarını bilen herkes bu kıyaslamanın geçerli olmadığını bilir. “Kilise ikiyüzlülerle dolu” suçlamasını “kilise günahkarlarla dolu” olarak değiştirseydik suçu hemen kabul ederdik. Üye olarak kabul edilmeniz için bir günahkar olmanızın gerektiği tek kurum kilisedir. Kilise günahkarlarla doludur çünkü günahlarını itiraf eden günahkarların günahlarından kurtuluş buldukları yer kilisedir. Dolayısıyla kilise sırf günahkarlarla dolu diye kilisenin ikiyüzlülerle dolu olduğu sonucuna varamayız. Tekrar söylüyorum, tüm ikiyüzlülükler günahtır ama her günah ikiyüzlülük günahı değildir.

Yeni Antlaşma çağındaki ikiyüzlülük problemine baktığımızda ikiyüzlülüğün en fazla doğru olduklarını iddia edenlerin yaşamlarında açıkça görüldüğünü fark ederiz. Ferisiler, kalabalıkların günahkarlıklarından kendilerini ayrı gören bir grup insandı. Başlangıçta iyiydiler, Tanrı yolunda yürümeye ve Tanrı’nın yasasına bağlı kalmaya adanmış bir yaşam aradılar. Buna rağmen davranışları ideallerine ulaşamadığında rol yapmaya başladılar. Olduklarından daha doğrularmış gibi rol yaptılar. Dışsal bir doğruluk sergilediler, bu da yaşamlarındaki radikal bozulmayı saklamalarına neden oldu.

Kilise ikiyüzlülerle dolu olmasa da ikiyüzlülüğün Yeni Antlaşma Ferisileriyle sınırlı olmayan bir günah olduğunu inkar edemeyiz. Bu, Hristiyanların boğuşması gereken bir günahtır. Kilise için yüksek bir ruhsal ve doğruluk davranış standardı belirlendi. Biz genellikle bu yüksek amaçlara ulaşamadığımızdan dolayı utanıyoruz ve gerçekte elde ettiğimizden daha yüksek bir doğruluğa eriştiğimize dair rol yapmaya meyilliyiz. Böyle yaptığımızda ikiyüzlülük maskesini takarız ve bu günahtan dolayı Tanrı’nın yargısı altına gireriz. Kendimizi bu role kaptırdığımızda beynimizde bir alarm çalmalı, öyle ki hemen çarmıha ve Mesih’e geri dönelim ve gerçek doğruluğumuzun nerede bulunduğunu anlayalım. Yüzümüzü gizleyen bir maske değil, O’nun doğruluğu olan bir oda dolusu kıyafeti Mesih’te bulmalıyız. Gerçekten de sadece Mesih’in doğruluğu kılığında, imanla, kutsal bir Tanrı’nın huzurunda bir umuda sahip olabiliriz. İmanla Mesih’in kıyafetlerini giymek bir ikiyüzlülük davranışı değildir. Bu bir kurtuluş davranışıdır.

R. C. Sproul