“Dua toplantıları Hristiyanların gözünde daha önemli bir yer tutmadıkça kiliselerimizde asla genel anlamda daha iyiye doğru bir değişim göremeyeceğiz.”
-Charles Spurgeon (“Yalnızca Bir Dua Toplantısı” adlı konuşmasında böyle söylemişti.)
Dua toplantısı ile Spurgeon, aynı topluluğa üye Hristiyanların birlikte dua etmek amacıyla belirli zamanlarda bir araya geldiği resmi toplantıları kastetmektedir.
Amerika’da dua toplantıları zor bir dönemden geçmektedir. Bir zamanlar ateşli şekilde Kutsal Ruh’un yönetiminde geçen bu toplu dualara, şimdi kilise üyelerinin %10’undan azı katılmaktadır. Kiliselerin çoğunda dua toplantıları asla düzenli olarak birlikte dua etme geleneğini kazanmamıştır.
Lewis Thompson haklı bir şekilde “Eğer bir kilisenin adanmışlığı, tıpkı bir barometre üzerinde olduğu gibi dua toplantılarında ortaya konulandan daha yukarıya çıkamıyorsa, o zaman hem topluluk önderi hem de topluluk tarafından dua toplantılarının yürütülmesine daha büyük önem verilmelidir.” der.
Dua toplantılarının önemini yeniden kavramanın zamanı gelmiştir, çünkü bir arada içtenlikle dua etmeyen bir kilise gelişme ve uyanış beklentisi içinde olamaz. Reform döneminde kiliselerin vaaz ve dua amacıyla çoğu kez her gün sabah ve akşam toplantıları düzenlediklerini unuttuk mu? Koreli Hrıstiyanların yılda 365 gün sabahları (yazları sabah 5’te, kışları 6’da) dua için bir araya geldikleri dönemlerde, son yarım yüzyılda dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen çapta uyanışın Kore’de yaşanması şaşırtıcı değil mi? Eğer duayla ilgili ilk şevkimizi kaybettiysek Tanrı bizi bu konuda mahkûm etsin ve nereden düştüğümüzü, nasıl tövbe edeceğimizi ve başlangıçta yaptıklarımızı nasıl sürdüreceğimizi (Vahiy 2:4-5) hatırlamamız için bizi aydınlatsın.
John Brown Haddington’a (1722-1787) göre, dua ve paydaşlık toplantılarının imanlılara sağladıkları şunlardır:
- Tanrı’nın yapacakları, yargıları ve gerçekleriyle ilgili bilgiyi ilerletmek ve artırmak (Koloseliler 3:16; Mezmurlar 111:2).
- Üyeler arasındaki ortak anlayışı karşılıklı olarak ifade etmek ve bunun getirilerini yaşamak (Romalılar 15:1-2; Galatyalılar 6:2).
- Üyelerin birbirini kutsallık içinde yaşamak ve erdemli işlerde etkin olmak konusundan teşvik edip cesaretlendirmesi (İbraniler 10:24-25; Efesliler 4:15-16).
- Üyelerin ruhsal armağanlarını ortak yarar için paylaşması (1.Petrus 4:10; Efesliler 4:12-13).
- Üyelerin, sadık ve samimi gözetmenler, öğüt verenler ve birbirlerini uyaran imanlılar haline gelmesi (1.Selanikliler 5:14; İbraniler 3:13; 10:24).
- Üyelerin duada, tapınmada ve diğer ruhsal etkinliklerde beraberliğini sağlamak (Matta 18:19-20).
- Birlikte dua etmek çoğu zaman uyanışı başlatan ya da artıran bir yoldur.
- Birlikte dua etmek, imanlıları ev içinde, ulus olarak ya da dünya genelinde İsa Mesih’in krallığına adanmışlıklarını artırır.
- Birlikte edilen dua, yoğun bir hafta içinde ruhsal bir vaha anlamına gelir.
- Birlikte dua etmek kilisedeki birliği güçlendirir.
- Dua toplantılarda ortaya çıkan güç, kilisenin tüm hizmetlerine yayılır.
- Yüce başkâhinimiz olan Mesih dualarımızı toplar, mükemmelleştirerek göksel Babamıza takdim eder.
- Birlikte dua etmek, başkalarının dualarını işiten imanlıların dua armağanları geliştirmek suretiyle bir dua eğitimi ortamı sağlar.
- Birlikte dua etmek, Tanrı’nın mutlak yetkisine ve lütfuna olan tam bağımlılığımızı sergiler: Mesih İsa olmadan hiçbir şey yapamayacağımızı kabul eden toplu bir itiraftır.
Yukarıdaki maddelere, dua toplantılarına katılmak için daha da önemli bir sebep eklenebilir. Elçilerin İşleri’nin 4. bölümünde kilisenin zulümlere bir arada dua ederek karşılık verdiği anlatılır (bu tam anlamıyla bir kriz dönemiydi). Tanrı halkını kuşatan binbir türlü sıkıntı vardır; bunları göğüslemenin yeri ise dua toplantılarıdır.
Joel Beeke