Hristiyanların sadece ilahiyat açısından doğru (ortodoks) görülenleri değil, kilise tarihinde sapkın inanış olarak değerlendirilen fikirleri de bilmesinin önemli ve değerli olduğuna inanıyorum. Bunun bir sebebi, ortodoksluğun gelişimini sapkın inanışların zorladığını anlamadan ortodoksluğun anlamını takdir etmenin neredeyse imkansız olmasıdır. Günümüzde ortodoksluk (Doğu Ortodoksluğu değil, “öğreti açısından doğruluk” anlamında) olarak bildiğimiz kavram, Grek mitolojisindeki Athena’nın Zeus’un başından çıkması gibi bir anda kilisede ortaya çıkmadı, sapkın inanışlara karşı verilen mücadeleler sırasında gelişti. Üçlü Birlikle ilgili ortodoks dogmayı iyice anlayabilmek için dördüncü yüzyılda Tanrı’nın ebedi üçlüğü inanışına meydan okuyan İskenderiyeli Arius’un öğretişlerini anlamak gerekir.
Roger E. Olson
Pastör çobanlık edilen bir önderdir. Koyunlarını sever ve onlar için ölmeye razıdır. Bu, bazen hazır olmadıkları veya gitmek istemedikleri bir yere gitmek üzere onlara önderlik etmeyi istediği manasına gelir. Onları sevdiği için, karşı koymalarına ve şikayetlerine tahammül etmeyi ister fakat onların inatçılıklarının kendisini yönlendirmesine izin vermez. Onların bilgeliğinden öğrenmek ister ama onlardan bilgelik alıp kendisininkiyle birleştirirek ilerler.
C. John Miller